25 Temmuz 2012 Çarşamba


ADA'nın göbek bağı....


Bugün gazetede görünce birden farkettim ki ben kızımın ADA Kuşumun göbek bağını hala evde tutuyorum...Malum biz Türk'lerin geleneklerinden biridir yeni doğan bebeğin düşen göbek bağını gömmek. Bu adete göre bebeğin bağı nereye gömülürse, o bebeğin, bağın bulunduğu yere göre bir yaşam süreceğine inanılır.
İlk aylarda bu göbek bağını ne yapacağımızı Buğra ile uzun uzun düşünmüştük.
İyi bir üniversite bahçesine mi yoksa yurtdışında Avrupa'da yada Amerika'da bir yere mi gömmeli diye. Babası kızı kendi gibi "Diş Hekimi" olsun diye gönlünden geçirmiyor değil. Bu durumda acaba babasının fakülte bahçesine mi gömsek bile dedik. Açıkçası bende isterim kızımın babasının izinden gitmesini.
Şahsen bende babamın yolunda gitmek ve Hukuk Fakültesi'nde okumak istemiştim. Ancak benim babam bana izin vermedi...Bilmem şimdi bu kararından pişman mı ama ailenin izinden gitmek ama elbette ki gittiğin iz için yinede kendi haritanı bulmak ve çizebilmek bence çok güzel ve özel bir durum. Bunu başarabilenleri takdir etmek gerek diye düşünüyorum.
Herneyse sonuç olarak bu kararsızlığımız ile bugün 24 ayını dolduran ADA Kuşumuzun göbek bağı hala evde bir mendil içinde sarılı saklanıyor.
Bugün Radikal Gazetesinde Cüneyt Özdemir'in yeni doğan oğlunun göbek bağı hikayesini okuyunca hem çok etkilendim hemde birden hatırladım....
Yazıda oğlunun göbek bağını ailece birlikte küçük bir törenle üzerinde zeytinler açmış saksıda bir fidanı bahçelerine gömdüklerini anlatıyor. Zeytin fidanını oğullarına dokundurtarak ve şarkılar söylerek göbek bağını fidanın dibene nasıl gömdüklerinin hikayesi o kadar güzel ki. Beni asıl etkileyen ise yazıda oğlu için söyledikleri. Sözleri aynen şöyle;





"Bir zeytin ağacı gibi ol oğlum....
Bir zeytin ağacı kadar uzun bir ömrün olsun.
Bir zeytin ağacı kadar kimseye müdanan olmasın. Bu sert rüzgarlar, hoyrat yağmurlar, kızgın güneş sana ne verirse versin kızma.
Sen kainata uzattığın dallarında insanlara daha fazlasını sunmaktan çekinme.
Dallarından sarkacak zeytin hiç tanımadığın hayatın tadını almış insanların sofrasında lezzetli bir zeytinyağı olduğu kadar, alınterini emeği ile ailenlerin sofrasında acı bir çayı yumuşatan kahvaltıya da eşlik edebilsin.
Senin gibi hür ve özgür bir zeytini kendine yakın görürsen sarıp sarmalamaktan çekinme.
Duruşun, tenin, rengin senden fazla olsun, başkalarına ilham olsun.
Kışın hoyrat rüzgarlar dallarını kırdıkça, yazın gövden güçlensin.
Köklerin boyundan büyük, kabuğun ince kalbinin tam tersi kalın olsun.
Bir zeytin ağacının dallarında bir o yana bir bu yana sallanan o güzel yapraklar kadar güzel bir ömrün olsun.
Bir zeytin ağacı kadar güzel bir kaderin olsun..."

Yazının tamamı için ;
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1095162&Yazar=CUNEYT-OZDEMIR&CategoryID=97

Bu yazıda ki tüm güzel dilekleri bende her anne baba gibi kendi kızım güzel ADA'm için diliyorum. 
ADA Kuşum büyüdüğünde bu yazıyı tekrar tekrar oku bebeğim ve kendine çizdiğin yolda buradaki tüm güzel sözcükleri ve dilekleri kendin için mümkün kıl....Anne olarak tüm dileğim ve dualarım bunun için....






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder