Annemin söylediğine göre ki - bende çalışan bir anne çocuğu idim annem kendi tecrübelerinin de aynı olduğunu söyler - akşam eve dönüş saatim yaklaştıkça ADA'da gözle görülür bir değişiklik oluyormuş. Annem iç güdüsel olarak saatin yaklaştığını ve beni beklediğini söylüyordu. Eve girdiğim anda gösterdiği mutluluk ifadeleri ve sevgi gösterilerinin bana yaşattığı hazzı ifade edebilecek kelime bulamıyorum sanırım. Bu mutluluk içinizde derinde bir hüzün yaratıyor. Bebeğinizi bırakıp gidiyor olmanın verdiği vicdan azabı, mutsuzluk ve kendi iç dünyanızda ki hesaplaşma inanılmaz.
Zaman geçtikçe bebeğinizi gün be gün büyüdükçe birde tüm bunlara kaçırdıklarınızı farketmenin dayanılmaz hafifliği ekleniyor. Zira zaman hızla akarken ve bebekler çabucacık büyürken birçok ilkine şahit olamamak mümkün.
Ben ADA'nın ilk adımını kaçırdım mesala. Gün içinde annemin evinde ilk adımlarını attığı haberini aldığımda göz pınarlarımda yaş birikmişti. Sevinçten çok bebeğimin ilk özel adımını kaçırmış olmanın üzüntüsüydü sebebi....
Bu yazdıklarımın çok kolay olmadığını biliyorum. Kabullenmem ve sindirmem günlerimi hatta gecelerimi aldı ama anladığım ki kızım için en iyisini istiyorsam ki - her anne ister - önce kendime haksızlık etmemem ve kendimi cezalandırmam gerekiyor. Vicdanımdan ve olumsuzluklarımdan kurtulup tüm bu yaşananaların ADA için olduğuna kendimi inandırdım.
İşte ondan sonra her çalışan annenin düştüğü ikilem ve mutsuzluk çıkmazından kendimi kurtardım....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder